Subtitle

Ticaret Hukuku ve Uluslararası Ticaret Hukuku

“Ticari karaktere sahip tüm olaylarda yer alan ve ticari niteliğe sahip hükümler doğrultusunda oluşan kurallar bütünü” şeklinde tanımlanabilen Ticaret Hukuku, çok geniş kapsamlı bir özel hukuk disiplinidir. Hem Türk Ticaret Kanunu (TTK md. 1), hem de Türk Borçlar Kanunu(TBK m. 646), Türk Medeni Kanunu’nun ayrılmaz birer parçasıdır. Bu ve buna benzer pek çok yasal gereklilik sebebiyle Ticaret Hukuku’na hakimiyet, aynı zamanda Medeni Hukuk ve Borçlar Hukuku alanlarına da vukufiyet ve birikim gerektirmektedir.

Ticaret Hukuku; Ticari İşletme Hukuku, Şirketler Hukuku ve Kıymetli Evrak Hukuku alt başlıklarını kapsamaktadır. Ticari İşletme Hukuku, tacir, ticari işletme, ticari iş ve ticari hüküm, ticaret unvanı, işletme adı, haksız rekabet, ticari defterler, ticaret sicili, cari hesap sözleşmesi ve tacir yardımcıları olgularını düzenlemektedir. Esasen Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olan Adi Şirket ile ticaret şirketleri olan kollektif, komandit, anonim ve limited şirketler, Şirketler Hukuku başlığı altında Ticaret Hukuku alanına dahildir. Kıymetli Evrak Hukuku başlığı altında ise, kambiyo senetleri, poliçe, bono (emre yazılı senet), çek ve emtia senetleri yer almıştır.

Özellikle basiretli tacir ilkesi karşısında sözleşmelerin hazırlanıp imzalanması süreçlerinde ileride ciddi sorunlara sebep olabilecek hükümlerin belirlenip ayıklanması ve karşılaşılan ticari olgunun hukuki mahiyetinin belirlenip en uygun reaksiyonun tasarlanması, bilgi birikimi, tecrübesi ve analiz yeteneği güçlü bir hukuki destek gerektirmektedir.

Ticaret hukuku yukarıda da bahsi geçen nedenlerle Borçlar Hukuku, İcra İflas Hukuku gibi diğer hukuk alanları ile de yakın temas halindedir. Büromuzda dava aşamasında hukuki destek sağlandığı gibi önleyici hukuk kapsamında da destek sağlanmaktadır. Bu kapsamda ;

Ticari İşletme Hukuku hükümlerine de tabi olan kollektif, komandit, anonim ve limited şirketler bakımından, özellikle genel kurul/ortaklar kurulunun ve yönetim kurulu/müdürlerin rutin iş ve işlemlerinin doğru yapılması, azınlık pay sahiplerinin haklarının korunması için süreç içinde doğru aksiyonun alınmış olması, kararların tescil ve ilanının doğru ve zamanında ifa edilmesi büyük önem taşımaktadır. Şirketlerin, çoğu zaman ticari hayatının değişen koşullara uyum sağlayabilmek amacıyla gündeme aldıkları birleşme, bölünme, tür değiştirme gibi süreçlerin doğru yönetilmesi, söze konu yapılandırmaların süjesi olan şirketlerin ve ortaklarının hak ve menfaatlerinin korunması için, bir tercihten çok zorunluluktur.

Ayrıca her ne kadar Türk Ticaret Kanunu’nda ve Türk Borçlar Kanunu’nda her bir hukuki olgu ve kurum ayrı ayrı ve ayrıntılı olarak düzenlenmiş ise de; uygulamada yukarıda sayılan başlıklar altında anılan kurum ve olguların pek çoğu bir arada ve farklı formlarda yer almakta olduğundan, bu konularda yapılacak hukuki tahlil ve tespitlerinde doğru sonuca ulaşması, ancak tüm kavram ve müesseselere tam bir hakimiyetle mümkün olabilmektedir.

Bu gerekçeler karşısında ticaret hukuku başlığı altında kalan her türlü tereddüt ve ihtilafta, mutlaka alanında uzman, konu hakkında yeterli birikime ulaşmış, gerektiğinde diğer hukuk alanı uzmanlarından destek alma olanağını haiz bir hukukçudan destek alınması, ileride ortaya çıkabilecek çok büyük meblağlarda kaybın önüne geçecek, hak ve alacakların en kısa zamanda en az maliyetle edinilmesini temin edecek ve her türlü hukuki belirsizliği en kısa sürede azami oranda ortadan kaldıracaktır.

İletişim

©2021.Tüm Hakları Saklıdır.